Altın madalyası, Olimpiyat yüzücüsü Michelle Ford için mutlu anıları canlandırmalıdır. Ancak bu madalya, zamanla birlikte başka bir gölgeyle de kararmış durumda. Bu, en büyük başarısını gölgeleyen bir boykotun etkisiyle oluşmuş.
Ford, “Bizler, ailelerimiz, Avustralya halkı çok acı çekti,” ifadelerini kullandı.
‘Siyasi piyon haline geldik’
Olimpiyatlar genellikle ulusu birleştirirken, 1980 Moskova Oyunları Avustralyalıları ikiye böldü. Oyunlardan yedi ay önce Sovyetler, Afganistan’a girdi.
Dönemin Başbakanı Malcolm Fraser gibi dünya liderleri, Sovyetler Birliği’ne bir mesaj göndermek istediler ve sporcuları geniş çaplı bir boykota katılmaları için baskı altına aldılar.
Ford, “Bu oyunda siyasi piyon haline geldik,” dedi. “Ne olduğunu bilmiyorduk ve bu ağır bir yük oldu.”
19 yaşındaki Ron McKeon, bu süreçte Avustralya Takımı’nın bir parçasıydı. “Birçok kişi çocuktu ve durumun üstesinden gelmek zordu,” diye belirtti.
Avustralya Olimpiyat Takımı, kariyerlerini şekillendirecek kararı beklerken belirsizlik içinde kaldı. McKeon, “Politik olarak taraflar oluşmaya başladı,” diyerek durumu anlattı.
Sonuç olarak, Avustralya Olimpiyat Federasyonu’nun kararına bağlıydı. Kamuoyu baskısı ve tartışmalar sonucunda, 6-5 oyla Avustralya Takımı’nın Moskova’ya gitmesine onay verildi.
Yeşil ışık yansa da, sporcular halktan kötü tepkiler aldı ve bazıları takımdan çekilme kararı aldı. Sonunda, 123 sporcu hükümetin çağrısına karşı durarak Moskova’ya gitti.
Ford, “Ülkeyi terk ederken gizlice çıktık,” dedi. “Hırsızlar gibi hissediyorduk… ailelerimize bile haber veremiyorduk.”
‘Bu ülkeye ihanet’
18 yaşındaki Ford, 800 metre serbest stilde bireysel altın madalya kazanan tek Avustralyalı oldu. Bu, pek çok açıdan büyük bir başarıydı.
Final günü, gelen fan mektuplarını okurken bir mektup onu çok duygulandırdı. “Eğer o blokların üzerinde durursan, bu ülkeye ihanet etmiş olursun,” yazıyordu.
Madalya kazanmanın, Avustralya’yı yeniden bir araya getirdiğine inandığını belirten Ford, “Harf bir harika duyguydu,” dedi.
Ancak sporcular eve döndüğünde, kutlama yoktu. McKeon’un arkadaşlarından Max Metzker, durumu Vietnam gazileri gibi dışlanmaya benzetti.
Ford’un ailesi, zaferine rağmen baskı altındaydı. “Babam, kazandığım için nasıl hissettiğini sorduğumda, ‘Bunu nasıl kutlayacağımızı bilmiyorduk,’ dedi,” diye hatırladı.
Olumlu kalmak
Emma McKeon, olimpiyat deneyimini “babasıyla kıyaslandığında oldukça farklı” olarak tanımladı. “Yurt dışında yarıştığımızda her zaman ülkemizin desteğini hissettik,” dedi.
Ron McKeon, çocuklarına bu deneyim hakkında derinlemesine bilgi vermedi. “Çocuklarımın Olimpiyat Oyunları’na olumlu bir bakış açısına sahip olmalarını istedim,” dedi.
Artık Ron McKeon, Moskova Takımı’nın diğer üyeleriyle birlikte resmi bir karşılama alacak. 30 Ağustos’ta, Michelle Ford’un ve diğer sporcuların çabalarıyla, Takım Parlamento Binası’nda tanınacak.
Ford, bu tanımanın, yıllardır taşıdıkları acı hissini hafifleteceğini düşünüyor. “Bu, kabul edilmek demek. Harika bir şey başarmak için öteye gittiğimizi ifade edecek,” dedi.