Dünya, bu hafta Live Aid’ın 40. yıl dönümünü kutlarken, A Current Affair, müzik tarihinin en büyük olaylarından birine ilham veren Avustralya konserine göz atıyor.
Kırk yıl önce Bill Gordon, kendisini “sıradan bir adam” olarak tanımlıyordu. Ancak başardığı şey, kesinlikle sıradan değildi.
1984 yılının sonlarında, Melbourne’deki evinde televizyon izlerken hayatını değiştiren bir hikaye gördü.
“Böyle bir şey daha önce hiç görmemiştim,” diyor Gordon. Bu, müzisyen ve aktivist Bob Geldof’un Do They Know It’s Christmas? adlı hit şarkıyı yazmasına ilham veren BBC raporuydu.
O zamanlar Geldof’un kim olduğunu bilmediğini söyleyen Gordon, gülerek, “Onu daha önce hiç duymamıştım!” diyor.
Gordon, yardım için bir şeyler yapma fikriyle harekete geçti ve Doğu Afrika’daki açlığa karşı yardım toplamak amacıyla büyük bir müzik etkinliği düzenlemeye karar verdi. Bu etkinlik, Doğu Afrika Tragedi konseri (EAT) olarak adlandırıldı.
Müzik endüstrisinde kısa bir süre çalışmış olan Gordon, tanıdığı eski bağlantılarını aramaya başladı. İlk aradığı kişi müzik menajeri Glenn Wheatley oldu ve hemen John Farnham’ı etkinliğe dahil etti.
Olayların hızla gelişmesiyle, Avustralya’nın en iyi müzisyenleri, INXS, Mental as Anything, Icehouse ve Australian Crawl gibi gruplar, çabukça katılmayı kabul etti.
28 Ocak 1985’te, fikir doğduktan sadece birkaç ay sonra, 20.000 kişi Melbourne’deki Sidney Myer Müzik Salonu’nu doldurdu. Gordon, bu durumu “sözlerle anlatılamaz bir şeydi, ethereal… surreal” şeklinde tanımlıyor.
Gordon, etkinlikten 1.2 milyon dolar toplandığını belirtiyor ve bununla yetinmeyerek daha büyük hedeflere ulaşmak için yeni fikirler geliştirmeye karar veriyor.
Gordon’ın en büyük hayali, Londra, Los Angeles ve Sidney’de 24 saat sürecek bir konser maratonu düzenlemekti. Bu fikrini Geldof’a ilettiğinde, Geldof’un zaten böyle bir projede çalıştığını öğrendi.
Gordon, Avustralya Live Aid etkinliği olan Oz for Africa’yı organize ederek, 8 milyon dolarlık bir katkıda bulundu. 40 yıl sonra Myer Müzik Salonu’na geri dönmek, ona “büyülü” geliyor.
Başardıklarından gurur duyup duymadığı sorulduğunda, Gordon, bu başarıda emeği geçen herkesi anarak, “Elde edilenlerden gurur duyuyorum,” diyor.