15 Eylül 2008 tarihinde, efsanevi yatırım bankası Lehman Brothers iflas ederek 639 milyar dolar (962 milyar dolar) varlık ve 619 milyar dolar borçla batış sürecine girdi.
Bu olay, bankanın subprime mortgage krizine olan yoğun katılımı nedeniyle meydana geldi ve ABD sınırlarını aşan mali şok dalgaları yarattı.
Domino taşları gibi, Royal Bank of Scotland ve HBOS gibi birçok banka da iflas etti.
Lehman Brothers, Wall Street’in temel taşlarından biriydi fakat 15 Eylül 2008’de çöktü.
Bankacılık krizinin etkileri, Wall Street’in yönetim odalarının çok ötesine geçti.
Devletlerin, ayakta kalan bankaları kurtarmak ve toplumlardaki güveni yeniden sağlamak için üstlendiği borçlar, trilyonlarca doları buldu.
Dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD, altın standartlı Triple A notunu kaybederken, büyük küresel ekonomilerde faiz oranları sıfıra düştü.
Bu süreçte milyonlarca iş kaybı da yaşandı. Lehman Brothers 25,000 çalışanını işten çıkardı, ancak bu rakam, bankacılık krizinin büyümesiyle birlikte 8.7 milyon Amerikalının işsiz kalmasına yol açtı.
Toplumun gözleri, bu felaketten sorumlu tutulan Lehman Brothers yöneticilerine çevrildi.
Şirketin CEO’su Richard Fuld, bu süreçte yoğun eleştirilere maruz kaldı ve “Amerika’nın en nefret edilen adamı” olarak anılmaya başlandı.
Bir araştırma, Lehman Brothers’ın borçlarını gizlemek için muhasebe hileleri kullandığını ortaya koydu.
Her ne kadar Wall Street’in üst düzey yöneticileri halkın öfkesini üzerine çekse de, bankacılık sektöründeki çöküşle ilgili hiçbir üst yönetici yargılanmadı.
Fuld, krizdeki rolünü sürekli olarak küçümseyerek, suçlamaları ABD hükümeti, düzenleyiciler ve Lehman Brothers hakkında yayılan asılsız dedikodulara yönlendirdi.