26 Eylül 1983 tarihinde bir Sovyet görevlinin gösterdiği dikkat, dünya çapında nükleer bir felaketi önledi.
Sistem, Amerikalıların nükleer füzelerini ateşlediği anı tespit etmek üzere tasarlanmıştı.
Albay Petrov’un görevi, üstlerini arayarak yaklaşan bir nükleer saldırı hakkında uyarmaktı.
Onun sözüne dayanarak Sovyet kuvvetleri, ABD ve müttefiklerine yönelik on binlerce nükleer füze ile karşılık verebilirdi. Bu, insan yaşamını sona erdirebileceği gibi dünyayı da geri dönüşü olmayan bir şekilde değiştirebilirdi.
Petrov’un zamanla yarıştığı bir gerçektir; bir nükleer füze 20 dakika içinde Sovyetler Birliği’ne ulaşabilirdi.
Ancak, içgüdüleri doğrultusunda, 44 yaşındaki Petrov o çağrıyı yapmadı.
BBC’ye verdiği demeçte, “Tek yapmam gereken telefona uzanmak ve üst komutanlarımızla doğrudan bağlantı kurmaktı – ama hareket edemedim,” dedi.
“Sanki sıcak bir tavada oturuyormuşum gibi hissettim.”
O, durumun doğru olmadığını hissediyordu.
Bu sezgisi, tüm dünya için büyük bir şans oldu. Erken uyarı uyduları basit bir hata yapmıştı.
Birden fazla füze fırlatıldığı izlenimi veren görüntüler, aslında güneş ışığının bulutların üst kısmından yansımasından kaynaklanıyordu. Bu hata, Petrov’un dikkati olmasaydı, dünyayı yok edebilirdi.
Sovyetler, son derece gergin bir dönemdeydi.
Son iki yıl boyunca ABD, Sovyetler Birliği’ni bir saldırının gerçekleştirildiğine inandırmaya yönelik operasyonlar düzenlemişti.
ABD, her gün bombardıman uçaklarını Sovyet hava sahasına doğru gönderiyor, son anda yön değiştiriyordu.
ABD istihbarat gemileri de Sovyet topraklarına yaklaşarak Rusları tedirgin ediyordu.
Petrov, dünyayı yok olmanın eşiğinden kurtarmış olsa da, bu durum ona bir takdir kazandırmadı.
Tam tersine, üstleri onu, yanlış alarm gecesinde log kaydını tutmadığı için cezalandırdı.
Sonraki yıl ordudan emekli oldu ve hayatının son günlerinde küçük bir emekli maaşıyla geçindi.
Mayıs 2017’de yaşamını yitirdi, ancak bu durum, Eylül ayına kadar kamuoyuna yansımadı.
Dünya, ne kadar büyük bir felakete yaklaştığını yıllarca öğrenemedi.
O gün, 1983’te Avustralya II’nin Amerika Kupası’nı kazandığı gündü.
Ülkenin dikkatinin başka bir yöne kayması imkansızdı.




