Açık olan bir gerçek, Trump’ın kampanyasının Musk’a büyük ölçüde dayandığıdır.
Geçtiğimiz yıl Trump, dünyanın en zengin insanı olan Musk’ı, Pennsylvania gibi kritik eyaletlerde kampanyasının saha operasyonunu yönetmesi için görevlendirdi.
Musk, 2024 seçimleri için Trump ve Cumhuriyetçi Kongre üyelerine destek olmak amacıyla 290 milyon dolardan fazla harcama yaparak, geçen yıl federal yarışmalardaki en büyük bağışçı konumuna yükseldi.
Perşembe günü, iki milyarder arasındaki söz düellosu, Amerikan siyaseti tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir bağışçı-aday ilişkisini sona erdirdi.
Musk, “Bensiz Trump seçimi kaybederdi, Demokratlar Temsilciler Meclisi’ni kontrol ederdi ve Cumhuriyetçiler Senato’da 51-49 olurdu.” şeklinde bir mesaj paylaşarak, etkisinin ne denli önemli olduğunu öne sürdü.
Michigan’daki Cumhuriyetçi stratejist Dennis Lennox, bu iddianın oldukça kibirli olduğunu, ancak muhtemelen doğru olduğunu ifade etti.
Musk ve Trump, 2024 seçiminde Federal Seçim Komisyonu’nun, kampanyaların dış siyasi eylem komiteleriyle koordinasyon yapma yetkisi verdiği kararını fırsata çevirdi.
Musk’ın Amerika PAC’ı, yalnızca kapı kapı gezme faaliyetleri için 97 milyon dolardan fazla harcama yaptı ve bu da kampanyanın son günlerinde seçmenleri mobilize etme çabalarını destekledi.
Musk, seçim döneminin son günlerinde Pennsylvania’da adeta kampta kalmış ve kendi toplantılarını düzenlemiştir.
Ancak, Musk’ın bazı stratejilerinin etkisi sorgulanabilir hale gelmişti. Örneğin, Wisconsin Yüksek Mahkeme yarışında harcadığı 20 milyon dolara rağmen aday kaybetmiştir.
