Tibet’in geleceği ile Çin Komünist Partisi arasındaki mücadelede bir dönüm noktası oluşturan 14. Dalai Lama, ölümünden sonra bir halefinin olacağını duyurdu. Bu gelenek, yüzyıllardır süregelen bir uygulama olarak dikkat çekiyor. Dalai Lama, Hindistan’ın Dharamshala kentinde, Tibetli ve Tibet Budistleri tarafından gelen talepleri dikkate alarak bu açıklamayı yaptı.
“Dalai Lama kurumu devam edecektir,” diyen Dalai Lama, bu süreçte Gaden Phodrang Trust’ın, gelecekteki reenkarnasyonu tanıma yetkisine sahip olduğunu vurguladı. Bu durum, Tibet özerkliğine yönelik mücadelenin, hem sürgündeki Tibet liderleri hem de Çin hükümeti arasında yoğunlaşacağı anlamına geliyor.
Çin Dışişleri Bakanlığı, Dalai Lama’nın reenkarnasyonunun Çin yasalarına uygun olması gerektiğini belirtti. Dalai Lama, halefinin “özgür dünyada” doğacağını ifade ederek, Beijing tarafından seçilen herhangi bir adayı reddetmeleri için takipçilerini teşvik etti.
Tibetli Budist liderler, Çinin reenkarnasyon konusunu siyasi çıkarları için kullandığını kınayarak, bu durumu kabul etmeyeceklerini açıkladılar. Dalai Lama, “Çinli Komünistlerin, dini reddeden bir anlayışla, reenkarnasyon sistemine müdahale etmesi tamamen yanlıştır,” dedi.
Dalai Lama’nın halefinin kim olacağı ve bu süreçte neler yaşanacağı, Tibet’in geleceği açısından büyük bir öneme sahip olacak. Bu durum, Tibet’in bağımsızlık ve kültürel kimliğini koruma çabalarını daha da kritik hale getiriyor.