Bu hamleler, Trump’ın hoşlanmadığı medya kuruluşlarına karşı sergilediği saldırgan tavrı yansıtıyor; geçmişte kendisine dostça yaklaşan medya patronu Rupert Murdoch bile bu durumdan etkilenmiş durumda.
Trump, geçen hafta yayımlanan, adı Trump ile anılan cinsel içerikli bir mektubu ele alan makale nedeniyle Cuma günü Wall Street Journal ve Murdoch’a karşı 15.3 milyar dolarlık iftira davası açtı.
Başkan, bu mektubun kendisiyle bir ilgisi olmadığını belirtti.
Pazartesi günü Beyaz Saray, Wall Street Journal muhabirinin, bu hafta sonu Turnberry ve Aberdeen’deki golf sahalarına yapacağı seyahati takip etmesine izin verilmeyeceğini açıkladı.
Journal muhabiri Tarini Parti, bu seyahati izlemesi için planlanmıştı.
Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt, “Wall Street Journal’ın sahte ve iftiracı davranışları nedeniyle, 13 medya kuruluşu arasında yer almayacaklar” dedi.
Journal, bu eylem hakkında yorum yapmayı reddetti.
Baskıcı medya politikaları Trump’ın stratejisi
Bu, Trump Beyaz Sarayı’nın daha önce kullandığı bir taktik.
Associated Press’in, Gulf of Mexico’yu Trump’ın verdiği isimle anmasını isteyerek basın etkinliklerine erişimini kısıtladı.
Bu durum, mahkemelerde devam eden bir hukuki savaşa yol açtı.
İftira davası, Trump’ın medya kuruluşlarına karşı kullandığı bir başka araç oldu.
Trump, CBS News, ABC News ve Meta’ya karşı da benzer davalar açmış ve her durumda milyonlarca dolarlık tazminatlar kazanmıştı.
Bununla birlikte, Murdoch ve News Corp için haber, işin en önemli parçası.
Wall Street Journal, bu davaya karşı direneceğini duyurdu.
Ayrıca, Trump’ın bir başkan olarak açtığı ilk iftira davası ve geçmişte başka bir başkanın böyle bir dava açıp açmadığı belirsiz.
Özgürlük hukuku uzmanı Floyd Abrams, “Başkanın iftira davası açmasında doğrudan bir sorun yok” dedi.
“Ancak bu iddialar, yalnızca başkanın rahatsız olduğu bir ifadeyi bastırma çabası gibi görünüyor. Bu, iftira yasasının amacı değil.”
Medya kuruluşlarından farklı tepkiler
Bu durum, Trump’ın hoşlanmadığı haberleri rapor eden medya kuruluşlarını sindirmeye yönelik daha geniş bir çabanın parçası.
Knight First Amendment Institute’nin yönetici direktörü Jameel Jaffer, “Bu davalar, başarılı olma umudu taşımıyor, ancak medya kuruluşlarını korkutma potansiyeline sahip” dedi.
Herkes bu baskıya boyun eğmiş değil; 60 Minutes, Trump’ın ikinci döneminin ilk günlerinde zorlayıcı hikayeler yapmıştı.
Ancak, Beyaz Saray ile bir çatışma korkusuyla yapılmayan hikayeleri niceliksel olarak ölçmek imkansızdır.
Wall Street Journal, muhafazakar bir çizgide olsa da, Trump’a hem haber hem de görüş köşelerinde karşı çıkmaktan çekinmiyor.
Diğer Murdoch yayın organları — Fox News Channel ve New York Post — ise Trump’a daha dostça yaklaşıyor.
Trump’ın destekçilerinin bazıları, yönetimin Epstein davası ile ilgili daha fazla belge yayımlamayacağı açıklamasıyla ona karşı döndü.
Bu durum, bazı destekleyici medya kuruluşlarını zor bir duruma soktu.
Fox News, Trump’ın bu konudan uzak durmasını istemesinin ardından hikayeden büyük ölçüde kaçındı.
Ancak Fox’un Howard Kurtz, “Media Buzz” programında Wall Street Journal davasını ele alarak, “Başkan, Journal’ın raporuna daha fazla dikkat çekmiş oldu” dedi.
Başkanın medya ile mücadelesi farklı boyutlar kazandı.
Devlet desteklerini kaldırma çabası, Trump’ın karşıt görüşteki medya kuruluşlarına karşı yürüttüğü savaşı daha da artırdı.