ABD Yüksek Mahkemesi, Başkan Donald Trump’ın yönetiminin, transgender ve nonbinary bireylerin pasaport cinsiyet işaretlerini cinsiyet kimliklerine uygun şekilde seçmelerini engelleyen bir politikayı uygulamasına izin verdi.
Bu karar, Trump’ın mahkemedeki acil durum dosyasında elde ettiği son zafer olarak kaydedilirken, yönetim bu politikayı, hakkında devam eden bir davanın sonuçlanmasını beklerken uygulayabilecektir.
Mahkeme, hükümetin, yeni veya yenilenen pasaportlarda bireylerin erkek, kadın ya da X seçeneğini belirleme hakkını korumayı gerektiren alt mahkeme kararını durdurdu.
Mahkemenin üç liberal yargıcı, karara karşı çıktı. Yüksek Mahkeme, Trump’ın ikinci döneminin başlangıcından bu yana, hükümetin lehine birçok kısa süreli emir verdi.
Mahkeme, imzasız bir kararla, politikanın ayrımcı olmadığını belirtti. “Pasaport sahiplerinin doğumda belirlenen cinsiyetinin gösterilmesi, doğum yerinin gösterilmesinden daha fazla eşit koruma ilkelerine aykırı değildir,” ifadesine yer verildi.
Karşıt görüş bildiren yargıçlar, bu pasaportların transgender bireyleri “artmış şiddet, taciz ve ayrımcılığa” maruz bıraktığını savundu.
Transgender ve nonbinary bireylerin bu politika nedeniyle yaşadığı sorunları dile getiren davacılar, sık sık güvenlik kontrollerinde zorbalığa uğradıklarını bildirdi.
Devlet Departmanı, Trump’ın Ocak ayında verdiği bir yürütme emri sonrası pasaport kurallarını değiştirdi. Bu emir, ABD’nin yalnızca “erkek ve kadın” cinsiyetlerini tanıyacağını belirtmekteydi.
Davacılar, bu pasaportların doğru olmadığını ve cinsiyet ifadesinin belgelerdekiyle uyuşmaması durumunda tehlike oluşturduğunu öne sürdü. “Transgender bireyleri, istemedikleri bir şekilde tanıtan pasaport taşımaya zorlamak, onları taciz ve şiddet riskiyle karşı karşıya bırakmaktadır,” dedi ACLU avukatı Jon Davidson.
Trump yönetiminin politikası, bu yılın Haziran ayında bir mahkeme tarafından engellenmişti. Yüksek Mahkeme, bu durumu, yabancı ilişkilerle ilgili yetkileri nedeniyle hükümetin aleyhine yorumladı.
Mahkeme, bireysel tanımlama belgelerinin ülkenin dış politikasını nasıl etkilediğinin net olmadığını belirten dissenters ile karşı karşıya kaldı. Yargıçlar, belirli bir cinsiyet kimliğini gizlemenin, doğru tanımlamaları zorlaştıracağını savundu.
Başsavcı Pam Bondi, bu kararı destekleyerek, iki cinsiyet bulunduğunu vurguladı ve Adalet Bakanlığı avukatlarının bu “basit gerçeği” savunmaya devam edeceğini belirtti.




