GÖRÜŞ
Bu yazıya başlamadan önce birkaç önemli noktayı belirtmek istiyorum:
Ben bir Baby Boomer’ım.
Snoop Dogg’dan pek hoşlanmıyorum. Özür dilerim, adının doğru yazımı Dogg, iki G ile.
AFL’nin, o dönemdeki VFL’nin 1977 büyük finali için öncesinde eğlence sunmaya başladığında, Barry Crocker’ın ‘The impossible dream’ şarkısını seslendirmesi oldukça yerinde bir seçimdi.
AFL, bu süreçte bazı başarılı organizasyonlar gerçekleştirmiş olsa da, genel olarak futbol yöneticilerinin doğru kararı vermesi neredeyse imkansız bir hayal haline geldi.
Ed Sheeran, Robbie Williams, Katy Perry ve Kiss gibi isimlerin performansları akıllarda yer etmiştir. Hatta Meatloaf, kötü performansıyla bile unutulmaz anlar yaşatmayı başarmıştır.
Peki, Snoop Dogg neden bu kadar önemli? “Drop it like it’s hot” şarkısı, en büyük hitlerinden biri olarak biliniyor. Ancak MCG’deki 100,000 kişilik kalabalığın bu şarkıyı ne kadar tanıdığı belirsiz.
Önceki sanatçılar genellikle herkesin aşina olduğu en az bir parçaya sahipti. Elbette Barry Crocker’ın ‘Impossible dream’ şarkısı, 15 yaş altındakilere pek hitap etmiyordu; fakat o dönemin yöneticileri yine de bu şarkıyı tercih etmişti.
Sonraki yıllarda, ‘Waltzing Matilda’ gibi parçalar grand finalin ayrılmaz bir parçası haline geldi. Bu şarkı, Mike Brady’nin ‘Up there Cazaly’ parçasıyla birlikte, büyük final gününü canlandıran unsurlar arasında yer aldı.
Avustralya’nın birçok yetenekli sanatçısı, bu tür etkinlikler için hazır bekliyor. Sporun sağladığı milliyetçilik duygusunu pekiştirmek için 100,000 kişilik bir kalabalık, bu sanatçıları kucaklamaya hazır.
Yani, bir sanatçı getirecekseniz, en azından daha geniş bir kitleye hitap eden birini seçmeye çalışmalısınız. Aksi takdirde, bu bir risk haline gelir.
Snoop Dogg’a ne kadar ödendiğini merak ediyorum; umarım bu iyi paranın boşa gitmemesidir.