Avustralya Vergi Ofisi tarafından sert bir şekilde kovuşturmaya uğrayan, beş çocuk annesi bir kadın, yaşadığı zorlukları ilk kez dile getirdi.
Julie Clarke, Yüksek Mahkeme tarafından verilen takma isim, yedi yıl boyunca kefaletle serbest kaldı ve bu süre zarfında haftada üç kez polis karakoluna gitmek zorunda kaldı.
“Kronik stres ve baskı altında yaşıyoruz. Acı, hayatımızın her alanına sızdı,” dedi.
57 yaşındaki iş kadını, kanser, obezite ve diyabet tedavisi için geliştirdiği bir terapötik ilaç için vergi indirimi talep ettiği gerekçesiyle ATO tarafından hedef alındı.
Brisbane Yüksek Mahkemesi, Ekim ayında ATO’nun yedi yıllık takibine son verdi ve Yargıç Paul Smith, ofisin davranışını sert bir şekilde eleştirdi.
Yargıç, “ATO’nun davranışı adalet yönetimini itibarsızlaştırmıştır,” dedi. Clarke, son dört yılını kendini temsil ederek geçirdi ve büyük bir kişisel bedel ödeyerek mahkemede zafer kazandı.
İş kadını, “Eğer eşim ve ailemin sevgisi olmasaydı, burada olamazdım,” dedi. “Çoğu kez hayatıma son verme düşüncesini aklımdan geçirdim. Bu süreçte bana yardımcı olan kimse yoktu.”
Clarke, depresyon tedavisi için reçete edilen antidepresanları yan etkileri nedeniyle alamadığını belirtti. ATO’nun bu süreçteki tutumu ve hesap verebilirliği sorgulanıyor.
Bağımsız milletvekili Andrew Wilkie, hükümetin ATO’nun “karanlık köşelerini” temizlemesi gerektiğini savundu. “Julie’ye olanlar, hepimizin başına gelebilir. Bu tür baskılar, doğal adalet ilkeleriyle çelişiyor,” dedi.




