Avustralya’nın en tartışmalı siyasi liderlerinden biri olan Sir Joh Bjelke-Petersen, 1 Aralık 1987’de Queensland başbakanlığından istifa ederek 19 yıllık iktidarının sonunu getirdi.
Bu duyuru, Sunshine State’deki gücünün sona erdiğinin habercisi oldu.
Bjelke-Petersen, Queensland’ı şu anda Ulusal Parti olarak bilinen Ülke Partisi’nin lideri olarak yönetti.
Hükümeti ekonomik istikrar sağlasa da, insan hakları konusundaki kaygıları ve yolsuzluğa göz yumması dikkat çekiciydi.
1980’lerdeki AIDS salgını, Bjelke-Petersen’in muhafazakâr görüşlerini pekiştirdi.
Queensland’daki vakalar arttıkça, konudaki tutumu da sertleşti.
Ultra-Hristiyan olan Bjelke-Petersen, hastalığı Tanrı’nın bir cezası olarak görüyordu.
Eylül 1987’de, muhtemelen başbakanın emirleri doğrultusunda, Queensland Üniversitesi ve Griffith Üniversitesi’ndeki kondom otomatları kaldırmak için polis baskınları düzenlendi.
Ancak, siyasi kariyerini eyalet politikalarının ötesine taşımaya yönelik kararı, Bjelke-Petersen’in düşüşünü hızlandırdı.
1987’nin başlarında Canberra için adaylık düşüncesi, Queensland’daki popülaritesinin dönemin başbakanı Bob Hawke’yi devirme şansını artıracağını düşündürdü.
Bu hamle, onu federal Koalisyon lideri John Howard ile karşı karşıya getirdi.
Hawke, muhalefetin iç çekişmeleri nedeniyle Temmuz 1987’deki federal seçimlerde kolayca kazandı.
Bjelke-Petersen’in Canberra’ya yönelik kendine özgü saldırısı, hükümeti için dikkati dağıtan bir unsur haline geldi.
Ancak Bjelke-Petersen’in başbakanlığındaki son darbe, ABC’nin “The Moonlight State” adlı belgeseliyle geldi. Bu belgesel, Queensland’deki yaygın organize suç ve polis yolsuzluğunu ortaya koydu.
Başbakan Amerika’da tatildeyken, hükümet onun geri dönmeden önce harekete geçme kararı aldı.
Eyalet parlamentosu, Queensland Polis Gücü ile ilgili iddiaları araştırmak üzere Tony Fitzgerald QC’yi komisyon başkanı olarak atadı.
“Fitzgerald Soruşturması” iki yıl sürdü ve üç eski bakan ile bir polis komiserinin hapse girmesiyle sonuçlandı.
Bjelke-Petersen başbakanlıktan istifa ettikten sonra, Mike Ahern onu devraldı ve daha şeffaf bir yönetim anlayışını benimsedi.
Bu gelişme, Queensland siyaseti için benzersiz bir dönemin kapanışını simgeliyor.




