Uluslararası Deniz Tabakası Otoritesi (ISA), Jamaika’da yapılan haftalarca süren müzakereleri tamamlamak üzere. Bu görüşmeler, derin denizlerin kritik mineraller ve metaller için nasıl madencilik yapılacağına dair düzenlemeleri belirlemeyi amaçlıyor.
Derin deniz madenciliği, batık olan deniz tabanını kazıyarak, patates büyüklüğünde, nikel, kobalt, bakır ve mangan gibi bataryalar ve akıllı telefonlar için gerekli kritik mineraller bakımından zengin polymetalik nodülleri elde etmeyi içeriyor.
Bilim insanları ve çevreciler, deniz tabanının ticari madenciliğinin, dünyadaki en hassas ve az anlaşılan ekosistemlerden birinin biyolojik çeşitliliğinde geri dönüşü olmayan değişikliklere yol açabileceğinden endişe ediyor.
Geçtiğimiz hafta, derin deniz madenciliğine karşı küresel bir eylem günü düzenlendi ve Avustralya ile dünya genelinde paddle-out protestoları gerçekleştirildi.
Derin deniz madenciliğinin odak noktası, Hawaii ile Meksika arasında yer alan Pasifik Okyanusu’nun derin bölgesi olan Clarion Clipperton Bölgesi (CCZ) olarak belirlenmiştir.
Mayıs ayında, ABD Başkanı Donald Trump, hem ABD hem de uluslararası sularda madenciliği hızlandırmak için bir yürütme emri imzaladı. Kanadalı The Metals Company, CCZ’de ticari derin deniz madenciliği için Trump yönetiminden izin talep etti.
ISA, 1994 yılında Birleşmiş Milletler tarafından kurulmuş olup, mineral kaynakların çıkarılmasına yönelik düzenlemeler belirlemesi için baskı altındadır; ancak bu ay Jamaika’nın Kingston kentinde yapılan toplantılardan herhangi bir sonuç açıklanmamıştır.
ISA şu ana kadar sadece keşif ve test madenciliğine izin vermiştir. 37 ülke, çevresel riskler daha iyi anlaşılana kadar ticari derin deniz madenciliği için bir moratoryum veya ihtiyati yasak talep etti; Avustralya ise henüz bu talebe katılmamıştır.
New South Wales eyaleti geçen yıl sahilinde deniz tabanı petrol ve mineral madenciliğini yasaklarken, Kuzey Bölgesi 2012 yılından bu yana kıyı sularında deniz tabanı madenciliği için bir moratoryum uygulamaktadır.
Deep Sea Conservation Coalition’dan Phil McCabe, ISA toplantılarına katılarak, Avustralya’nın bu konuda belirsizlik içinde olduğunu ifade etti. McCabe, “ISA üyeleri, uluslararası hukuk gereği deniz ortamını korumakla yükümlüdür” dedi.
Surfrider Foundation Avustralya’dan Drew McPherson ise, derin denizlerin sağlıklı bir okyanusun kritik bir parçası olduğunu vurguladı. Ünlü sörfçü ve aktivist Dave Rastovich da protestolara katıldı ve “Okyanusun gücünü anlamayan birkaç kişinin hırsı karşısında durmaya kararlıyız” dedi.
Bu ay, Avustralya’nın önde gelen bilimsel kurumu CSIRO, madenciliğin gerçekleşmesi durumunda derin deniz ekosistemlerini korumaya yönelik karar alıcılara rehberlik edecek raporlar yayınladı.