Gelecek hafta, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson’ın yaklaşık dört aydır ertelediği bir anı getirmesi bekleniyor: Jeffrey Epstein dosyalarının serbest bırakılması için oylama yapılacak.
Johnson, Temsilciler Meclisi’ni beş haftalık bir tatile bir gün erken göndererek artan bir Cumhuriyetçi isyanı bastırmıştı. Daha sonra, meclisi olağanüstü uzun süreler kapalı tutarak, kritik 218. üyenin yemin etmesine gerek kalmadan oylama yapma bahanesi bulmuştu.
Eski Başkan Donald Trump’ın da bu oylamayı istemediği açık. Çarşamba günü, “discharge petition” imzalayan birkaç Cumhuriyetçiyi ikna etmeye yönelik başarısız bir kampanya yürüttü.
Ancak oylama artık yaklaşırken, Johnson önümüzdeki hafta için planlarını duyurdu. Peki, sonraki süreç ne olacak? Oylamanın anlamı ne? Ve siyasi dinamikler neler?
Bu oylama, durumu değiştiren bir an olmayabilir, ancak Epstein hikayesini yeni bir yola sokabilecek önemli bir an gibi görünüyor.
Öncelikle, bu oylamanın aslında nihai bir hedef olmadığını belirtmek gerekir. Meclis tasarıyı geçirse bile, dosyaların serbest bırakılması için Adalet Bakanlığı’nın harekete geçmesi gerekiyor; bu tasarının Senato’dan geçip başkan tarafından imzalanması da şart.
Johnson ve yönetiminin oylamayı istememesinin bir nedeni de, birçok Cumhuriyetçi kongre üyesi için zor bir karar yaratması ve eğer mecliste büyük bir oy farkıyla geçerse, Senato ve yönetim üzerinde de baskı yaratmasıdır.
Bu durum, birçoklarının beklediği gibi, büyük bir oy farkı ile sonuçlanabilir. CNN, Meclis Cumhuriyetçi liderliğinin büyük ayrılıklar beklediğini bildirdi. Discharge petition’ın baş sponsoru Temsilci Thomas Massie, başarının yüzde 66 oranında olacağını kaydetti.
Massie, “Eğer Meclis’te iki-thirds oy alabilirsek, bu Senato üzerinde büyük bir baskı yaratır,” dedi.
Bu, sembolik bir zafer olur ve Meclis’in dosyaların serbest bırakılmasını isteyen geniş bir çoğunlukta olduğunu gösterir.
Meclis’teki her Demokrat’ın oyladığı varsayıldığında, yaklaşık 75 Cumhuriyetçinin desteği gerekiyor.
Bazı Cumhuriyetçiler, Massie’nin discharge petition’ını desteklememelerine rağmen tasarı için oy vereceklerini açıkladı. Ayrıca, Senato’da da durum değişmeye başlayabilir.
Louisiana Senatörü John Kennedy, Cumhuriyetçilerin tam şeffaflık sağlaması gerektiğini belirtti. “Bu sorun, Amerikalıların tatmin edici bir şekilde yanıtlanana kadar ortadan kalkmayacak,” dedi.
Üyeler, hem Trump’a sadakat hem de halkın beklentileri arasında zor bir karar vermek zorunda kalacaklar.
Trump, “Bu tuzağa düşecek sadece çok kötü ya da aptal bir Cumhuriyetçi olur,” sözleriyle, bu oylamanın sonuçlarını açıkça hatırlatıyor.
Tasarıya oy vermek, Trump ve Johnson’a ciddi bir eleştiri anlamına geliyor ve bu, Cumhuriyetçilerin Trump’a bu şekilde karşı çıkması alışılmadık bir durum.
Öte yandan, birçok üye, seçmenlerine nasıl açıklayacaklarını düşünerek, tasarıyı desteklemek zorunda kalacaklar.
Amerikan halkının büyük bir çoğunluğu dosyaların serbest bırakılmasını istiyor. Eylül ayında yapılan bir ankete göre, Amerikalıların yüzde 77’si tüm dosyaların yayınlanmasını talep ediyor.
Sonuç olarak, oylamaya karşı çıkmak, bir örtbasın parçası gibi görünme riski taşıyor. Bu durum, politikacıların durumu daha fazla ertelemek istemediği anlamına gelebilir.
Her halükarda, bu oylama uzun zamandır beklenen en ilginç oylamalardan biri olacak.




