İrlanda Patates Kıtlığı, Trinidad’daki kölelik ve İzlanda’daki kızamık salgınları gibi zorlayıcı dönemlerden geçen insanların ortak bir özelliği var: Kadınlar, bu tür olumsuz koşullarda erkeklerden daha uzun yaşıyor.
CNN’in “The Stronger Sex” adlı yeni kitabı için yaptığı araştırmaya göre, kadın bedeni dayanıklılık ve uzun yaşam için tasarlanmış durumda.
Kadınların karmaşık üreme organları ve bununla birlikte gelen adet döngüsü, hamilelik, doğum ve emzirme gibi zorluklara rağmen, kadın bedenlerinin erkek bedenlerine göre daha uzun yaşama eğiliminde olduğu gözlemleniyor.
Birçok bölgede kız çocuklarının erkek çocuklarına göre daha az kaynak, gıda ve sağlık hizmetine erişimi olmasına rağmen, kadınların bu dayanıklılığı aşikâr. İtalya’nın Padua Üniversitesi’nden demografi uzmanı Virginia Zarulli, yedi tarihsel nüfusun hayatta kalma verilerini analiz ettiğinde, bu durumu doğruladı.
Zarulli’nin 2018’de yayımlanan çalışmasına göre, kadınlar kıtlık, salgın ve kölelik gibi zor koşullarda neredeyse her yaş ve bölgede erkeklerden daha uzun yaşadı.
Yeni doğan kız çocuklarının ortamda daha yüksek bir hayatta kalma oranına sahip olması, kadınların biyolojik avantajlarının bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Günümüzde kadınların maruz kaldığı fiziksel streslerin az olduğu yerlerde de kadınların dayanıklılığı gözlemleniyor. Zarulli, modern insanlar arasında erkeklerin ölüm oranlarının, hemen hemen her yaşta kadınlardan daha yüksek olduğunu belirtiyor.
Kadın-erkek arasındaki bu farklılıklar sağlık hizmetlerinde daha etkili ve kişiselleştirilmiş tedavi yöntemleri geliştirilmesine olanak tanıyabilir. Kadın bireylerin sağlığını daha iyi anlamak, tıbbi uygulamaların gelişmesine katkı sağlayacaktır.
Kadınların kromozomları ve hormonları
Doğumda kadın olarak atanan bireyler, XY yerine iki X kromozomuna sahiptir ve bu durum önemli bir avantaj sunar. X kromozomu, yaklaşık on kat daha fazla gen içerir, bu da kadınların daha geniş bir bağışıklık genlerine erişim sağlamasına olanak tanır.
Estrojenin yüksekliği, kadınların bağışıklık sistemine çeşitli avantajlar sağlamaktadır. Kadınların bağışıklık tepkileri, erkeklerden daha güçlüdür ve bu onların enfeksiyonlarla daha etkili bir şekilde savaşmalarına yardımcı olur.
Testosteron ise, erkeklerde bağışıklık aleyhine bir etki yaratıyor olabilir. Yapılan araştırmalar, erkeklerin yaşam tarzlarının ve kültürel faktörlerin de yaşam beklentisini etkilediğini öne sürüyor. Kadınların daha sağlıklı yaşam alışkanlıklarına sahip olduğu biliniyor.
Kadınların uzun yaşam avantajının genetik ve hormonal faktörlerin ötesinde, bedensel yapılarında da bulunduğu araştırmalarla ortaya konmaktadır. Kadınların ince bağırsaklarının erkeklerden daha uzun olduğu tespit edilmiştir, bu da daha fazla besin alımını mümkün kılmaktadır.
Geleneksel tıbbi araştırmalar, kadın bedeninin karmaşıklıklarını yeterince dikkate almamıştır. Kadınların sağlık ve bağışıklık sistemlerine yönelik daha hedeflenmiş tedavi yöntemleri geliştirmek, tüm bireyler için faydalı olacaktır.