Monika Kristoffersen, evinde saldırıya uğradığını iddia eden bir kadın, sürecin her aşamasında doğru adımlar attı.
Olayı polise bildirdi, işbirliği yaptı ve mahkeme gününü beklemek için iki uzun yıl geçirdi.
Fakat, onu korumakla yükümlü olan sistem, Monika’yı hayal kırıklığına uğrattı.
Monika, “Büyük hatalarını kabul etmeleri, eğer bu hatalar yapılmasaydı belki adalet bulabilirdim diye düşündürüyor,” dedi.
Monika, kendisine güvenenlerden, suçlamalarla ilgili özür dileyen nadir bir mektup aldı.
“Bunun yerine, sadece ‘hatalıydık, üzgünüz’ diyen bir mektup ile baş başa kaldım. Bununla ne yapabilirim ki?” diye sordu.
Temmuz 2023’te, Monika, Sydney’de arkadaşlarıyla bir gece dışarıdaydı ve bir kulüpte tanıştığı adamla kendi evine döndü.
Monika, “Cinsel ilişkiye girmeye başladığımızda, onun şiddet yanını gösterdi,” dedi.
Rızasını geri çekmesine rağmen, adam Monika’yı cinsel olarak taciz etti.
Olaydan sonra, annesine telefon açarak büyük bir acı içinde olduğunu iletti. Ailesi yurt dışında olduğu için Monika, bu süreçte yalnız kaldı.
Polis, adamı cinsel saldırı suçlamasıyla tutukladı. Ancak Monika, duruşma sürecinde büyük bir acı yaşadı.
Mahkeme sırasında, Monika’nın yaşadığı travmanın etkileriyle başa çıkmakta zorlandı. Duruşmanın sonunda jüri, sanığı beraat ettirdi.
Monika, duruşmanın yönetimiyle ilgili ciddi hatalar yapıldığını belirterek, Kamu Savcılığı Ofisi’ne şikayette bulundu.
İlk kez böyle bir durumla karşılaşan Monika, sonunda Kamu Savcılığı’ndan hataların kabul edildiği bir mektup aldı.
New South Wales Suç İstatistikleri Bürosu, bildirilen cinsel saldırıların yalnızca %7’sinin mahkemede suçlu sonuçlandığını bildiriyor.
ODPP, Kamu Savcısının davranışlarının toplumsal beklentilerin çok altında olduğunu kabul ederek, durumu ciddiyetle ele aldıklarını açıkladı.
Monika ise, sistemin zayıflıkları karşısında yaşadığı olumsuz deneyimlerin kendisini şaşırtmadığını belirtti.
