1969’dan bu yana, bir sayı bu kadar karmaşa yaratmamıştı.
“6-7,” yani “altı-yedi,” dünya genelindeki okulları sarhoş etmiş durumda. Kids, öğretmen sayfa 67’ye döndüğünde, öğle yemeğine 6-7 dakika kaldığında veya herhangi bir sebep olmaksızın bu ifadeyi haykırıyorlar.
Gabe Dannenbring, Güney Dakota’daki Sioux Falls’ta bir yedinci sınıf fen bilgisi öğretmeni, “Bu bir salgın gibi — çocukların zihinlerini ele geçiren bir virüs,” diyor. “6 veya 7 sayılarının herhangi bir versiyonunu söylediğinizde, en az 15 çocuk ‘6-7!’ diye bağırıyor.”
Bu bir şaka ama punchline’ı yok. 6-7’nin bir anlamı yok, ama kullanıldığında bir öğrenciyi daha büyük, havalı bir grup içinde hissettirebiliyor.
Gail Fairhurst, Cincinnati Üniversitesi’nde liderlik iletişimi dersleri veren bir profesör, “Bu, yalnızca grup içindeki bireylerin oynayabileceği bir dil oyunu haline geliyor,” diyor.
Skibidi tuvaletleri ve diğer ifadeler gelip geçiyor. Ancak 6-7, yetişkinlerin bu kadar konuşmasıyla, muhtemelen kısa sürede unutulacak. Yine de, belirsizliği ve tanımsızlığı, onu ilginç kılan unsurlar arasında.
6-7’nin kökeni belirsiz olsa da, viral bir şarkının nakaratında yer alıyor. Philadelphia’lı rapçi Skrilla’nın “Doot Doot (6 7)” adlı parçasında bu sayı sıkça geçiyor.
Bu trend TikTok ve Instagram’da hızla yayıldı. Dannenbring, “Herkesin bu ifadeyi kullanması, onları bir araya getiriyor,” diyor. Öğrencilerin bunu söylememesi, onları dışarıda bırakıyor.
Öğretmenler, sınıflarında bu ifadeyi yasaklamaya çalışıyor. Bir Michigan’lı müzik öğretmeni, bu ifadeyi içeren bir şarkı ile sınıfında bu durumu hafifletmeyi başardı.
Ayrıca, çocukların “6-7!” diye bağırmaları, onların eğlenceli bir topluluğa ait olduklarını hissettiriyor. Bu durum, kelimelerin topluluk oluşturma şekli olarak önemli bir işlev görüyor.
Dannenbring, “Öğretmenler bunu cool olarak kabul ederse, bu ifadeyi öldürmenin en kolay yolu,” diyor.
Sonuç olarak, “6-7!” diye bağırmak, çocukların kendilerini ifade etme ve topluma ait olma çabalarının bir parçası olarak değerlendirilebilir.