ABD Başkanı Donald Trump, uzun süredir devam eden yolsuzluk davasında İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun affedilmesi için İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’a bir mektup gönderdi. Bu durum, ülkeyi derinden bölen bir davada Trump’ın Netanyahu’nun lehine müdahale etme çabasını gösteriyor.
Geçtiğimiz ay İsrail parlamentosunda yaptığı bir konuşmada da Netanyahu için affedilme talebinde bulunan Trump, Gazze’deki ateşkes planını tanıtmak amacıyla kısa bir ziyaret gerçekleştirmişti.
Trump, mektubunda Netanyahu’nun yolsuzluk davasını “politik, haksız bir kovuşturma” olarak nitelendirdi. “Büyük İsrail Devleti ve muhteşem Yahudi halkı, son üç yılın zorlu dönemlerini atlattığında, Benjamin Netanyahu’yu tamamen affetmenizi rica ediyorum,” ifadelerini kullandı.
Netanyahu, İsrail tarihindeki ilk görevdeki başbakan olarak yargılanıyor. Üç ayrı davada dolandırıcılık, güven ihlali ve rüşvet suçlamalarıyla karşı karşıya. Netanyahu, bu suçlamaları reddederek, davayı medya, polis ve yargının düzenlediği bir cadı avı olarak tanımlıyor.
Netanyahu, X platformunda Trump’a teşekkür etti ancak bu teşekkürün af talebiyle ilgili olmadığı belirtildi. “Başkan Trump, inanılmaz desteğiniz için teşekkür ederim,” diye yazdı.
Netanyahu, geçtiğimiz yıl içinde birden fazla kez ifade verdi ancak Hamas kaynaklı saldırılar nedeniyle dava sık sık ertelendi. İsrail Cumhurbaşkanlığı, çoğunlukla sembolik bir görev olsa da, affetme yetkisine sahip.
Herzog, Trump’ın mektubunu aldığını doğruladı fakat başvuru yapılmadığı sürece bir affetme talebini değerlendiremeyeceğini söyledi. Herzog, davanın ülke için bir dikkat dağınıklığı yarattığını belirtti.
Trump’ın konuşması sırasında Netanyahu’nun destekçileri, coşkulu bir şekilde ayakta alkışladı. Ancak bu durum, ABD’nin İsrail iç işlerine müdahale ettiği yönünde endişelere yol açtı.
Muhalefet lideri Yair Lapid, affın Netanyahu için beklenmedik sonuçlar doğurabileceğine dikkati çekti ve İsrail yasalarının affın, suç kabulü ve pişmanlık gerektirdiğini hatırlattı.
Netanyahu’nun resmi bir başvuru yapmadan affedilmesi, hukukun üstünlüğünü zedeleyebilir ve yolsuzluğa yeşil ışık yakabilir. Uzmanlar, affın genellikle mahkumiyete bağlı olduğunu ve suç kabul edilmeden verilmesinin alışılmadık olduğunu vurguluyor.




