İlk olarak 1975 yılında Başkan Gerald Ford’u öldürmeye teşebbüs eden Sara Jane Moore, 30 yılı aşkın bir süre hapis yattıktan sonra 95 yaşında yaşamını yitirdi. Moore’un ölüm haberi, uzun süredir arkadaşlık yaptığı Demetria Kalodimos tarafından verildi. Kalodimos, Moore’un mal varlığının yöneticisinden bu bilgiyi aldığını belirtti.
Moore, 1975 yılında San Francisco’da Ford’a ateş açtığında, siyasi radikal olarak tanınması beklenmeyen bir ortada yaşlı kadındı. O dönem sol görüşlü gruplara ilgi duymaya başlamış ve zaman zaman FBI için informantlık yapmıştı.
Hayatının büyük bir bölümünü Federal Cezaevi’nde geçiren Moore, 31 Aralık 2007’de beklenmedik bir şekilde şartlı tahliye edildi. Tahliyesinin nedenine dair resmi bir açıklama yapılmadı.
Tahliye sonrasında anonim bir yaşam sürse de, yaptığı eylemlerle ilgili pişmanlık duyduğunu belirtti. 2009 yılında verdiği bir röportajda, “Kendi inandığım şeyleri dinliyordum,” dedi. Moore, hükümetin solculara karşı bir savaş ilan ettiğine inandığını ifade etti.
Moore, 1975’teki suikast girişiminde başarısız olduktan sonra yaşamını büyük oranda gizlilik içinde sürdürdü. Kendisini bir FBI informanı olarak açığa çıkarılmanın korkusuyla hareket ettiğini söyledi. 1977’de West Virginia’daki kadınlar hapishanesine gönderilen Moore, iki yıl sonra kaçmaya çalıştı fakat yakalandı.
Moore’un ailesi, ölümüne dair kamuya herhangi bir açıklama yapmadı. Geri Spieler, Moore’un biyografisini yazan bir yazar olarak, ailesiyle olan ilişkilerinin kopuk olduğunu ifade etti. Moore, 15 Şubat 1930’da Charleston, West Virginia’da doğdu ve hayatı boyunca birçok zorlukla karşılaştı.
Moore, Ford’un hedef alındığı iki suikast girişiminden birinde, “Eğer bir şeyler yapacaksam, kendi yolumda yapmalıyım,” dedi. Ford, suikast girişimlerine rağmen halkla iletişim kurmaya devam edilmesi gerektiğini savunuyordu.
Moore’un olayı, dönemin siyasi atmosferinde önemli bir yer tutarken, kendisi de bu süreçte farklı bir yaşamın parçası haline geldi. 1974’te, radikal sol gruplarla ilişkileri sayesinde FBI için çalışmaya başlamıştı. Suikast girişiminin ardından, Moore’un hayatı ve motivasyonları hala tartışma konusu olmaya devam ediyor.
