1974 yılının 5 Ekim’inde İngiltere’nin Guildford kasabasında iki farklı pubda patlayan bombalar sonucunda dört kişi hayatını kaybetti.
Bu bombalar, Geçici İrlanda Cumhuriyet Ordusu’na (IRA) ait olduğu bilinen kimliği belirsiz iki kişi tarafından yerleştirildi.
Pub’lar, bölgedeki Britanya Ordusu personeli arasında popüler olduğundan, Geçici IRA tarafından kolay hedefler olarak görüldü.
Patlamalar sonucunda dört asker ve bir sivil hayatını kaybetti, 65 kişi ise yaralandı.
Faili bulmak için baskı altında kalan polis, üç genç İrlandalı ve 17 yaşındaki bir İngiliz kızı gözaltına aldı.
Bu kişiler “Guildford Dördüsü” olarak adlandırıldı ve terörist saldırıyla ilgili olarak yoğun sorgulamalara tabi tutuldu.
Ancak o dönemde polis, dördünün masum olduğunu biliyordu. Dördüncüsü olan Gerry Conlon, o sırada Guildford’da olmadığını kanıtlayan bir alibi sundu.
Fakat polis, mahkumiyet elde edebilmek için kanıtları sakladı. Conlon’un yedi akrabası da saldırı ile suçlandı.
Yedi kişi, nitrogliserin gibi güçlü bir patlayıcıyı test ettikleri gerekçesiyle yanlış suçlandı.
Sonraki yıl, Guildford Dördüsü ömür boyu hapse mahkum edildi.
“Asma cezası hala bir seçenek olsaydı, idam edilirdiniz,” diyerek yargıçları tehdit etti.
On yıl sonra, Guildford Dördü’nün savunma avukatı, Conlon’ı aklayan bir tanık ifadesi buldu. Bu ifade, yargılama sırasında savunmadan saklanmıştı.
Bunun yanı sıra, Dördüncü kişi Paddy Armstrong’un itirafının polis tarafından yeniden yazıldığı da ortaya çıktı.
Mahkeme kararları iptal edilerek, yanlış suçlanan grup serbest bırakıldı.
Ancak Conlon’un, mahkum edildiği sırada hayatta olmayan babası, bu süreçte mağdur oldu.
Thirteen Surrey Police officers were investigated and three were tried for conspiracy to pervert the course of justice. All were acquitted.
Bu olay, 1993 yapımı “In The Name Of The Father” filmine de konu oldu.