Trump, dosyaları kendi başına birkaç ay önce yayımlama seçeneğine sahipti.
Trump, imzaladığı yasayı duyururken sosyal medya üzerinden “Demokratlar, Epstein meselesini, Cumhuriyetçi Parti’den çok daha fazla etkilendikleri için, olağanüstü zaferlerimizi gölgede bırakmak amacıyla kullanıyorlar” ifadelerini kullandı.
Yeni yasa, Adalet Bakanlığı’na Epstein ile ilgili tüm dosyaların ve iletişimlerin yanı sıra, 2019 yılında federal bir hapisteki ölümüne dair soruşturmaya ilişkin bilgilerin 30 gün içinde yayımlanmasını şart koşuyor.
Yasa, Epstein’ın mağdurlarına dair devam eden federal soruşturmalar için kırmızı aksama yapılmasına izin veriyor, ancak Adalet Bakanlığı, “utanç, itibar kaybı veya siyasi hassasiyet” gibi nedenlerle bilgi saklayamıyor.
Başlangıçta, Epstein dosyalarının açıklanmasını sağlamak amacıyla oluşan olağanüstü bir kongre koalisyonunun çabaları, oldukça ilginç bir gelişmeyle sonuçlandı. Bu koalisyon, Demokratlar, Trump’a karşı çıkan bir Cumhuriyetçi ve bazı eski Trump destekçilerinden oluşuyordu.
Geçtiğimiz hafta, Trump yönetimi, dosyaların yayımlanmasını destekleyen Cumhuriyetçi Temsilci Lauren Boebert’i durum odasına çağırsa da, Boebert fikrini değiştirmedi.
Trump, hafta sonu, dosyaların açıklanmasının kaçınılmaz hale gelmesiyle birlikte politikalarında bir değişikliğe gitti. Epstein meselesinin Cumhuriyetçi gündeme odaklanmalarını dağıttığını belirterek, ilerlemek istediğini ifade etti.
Temsilciler Meclisi, yasayı 427-1 oyla kabul etti. Louisiana’dan Cumhuriyetçi Temsilci Clay Higgins, yalnızca bir muhalif olarak karşı çıktı ve yasanın dilinin masum kişilere dair bilgilerin yayımlanmasına yol açabileceğini savundu. Senato ise, resmi bir oylama yapmadan yasayı oy birliğiyle onayladı.
Trump’ın, dünyaca ünlü elitlerle yakın ilişkisi olan Epstein ile dost olduğu uzun zamandır biliniyor. Ancak Trump, Epstein’ın suçlarını bilmediğini ve onunla ilişkisini çok önceden kestiğini sürekli olarak ifade etti.
Trump, Beyaz Saray’a ikinci kez dönmeden önce, en yakın siyasi müttefiklerinden bazıları Epstein davasının yönetimiyle ilgili komplo teorilerini körüklüyordu ve dosyalardaki potansiyel olarak suçlayıcı bilgilerin örtbas edildiğini iddia ediyordu.




