Trump yönetimi, Pazartesi günü Martin Luther King Jr.’ın FBI tarafından izlenmesine dair belgeleri yayınladı. Bu durum, 1968’deki suikastından bu yana King’in ailesi ve liderliğini yaptığı sivil haklar grubunun karşıt görüşlerine rağmen gerçekleşti.
Dijital olarak yayımlanan belgeler, 1977 yılından bu yana mahkeme tarafından mühürlü tutulan 240,000’den fazla sayfa içeriyor. Bu belgeler, FBI’ın ilk olarak topladığı ve Ulusal Arşivler ve Kayıt Yönetimi’ne devrettiği kayıtlardan oluşuyor.
King’in yaşamını sürdüren iki çocuğu, Martin III ve Bernice, babalarının suikastinin “yıllardır kamu merakını cezbettiğini” belirtti. Ancak, bu belgelerin tam bağlamında ele alınması gerektiğini vurguladılar.
Kendilerine önceden erişim sağlanan belgeler, hükümetin kamuya açılmasına rağmen incelenmeye devam etti. Ancak belgelerin, King’in hayatı, Sivil Haklar Hareketi veya suikastıyla ilgili yeni bilgiler sunup sunmayacağı belirsizliğini koruyor.
King’in çocukları, babalarının trajik ölümünün kişisel bir acı kaynağı olduğunu ve bu durumu saygıyla ele alınmasını istedi. Ayrıca, James Earl Ray’in suikastten tek başına sorumlu olmadığını savunmaya devam ettiler.
Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard, belgelerin “benzeri görülmemiş” olduğunu ve birçok kaydın ilk kez dijitalleştirildiğini belirtti. Trump, daha önce Kennedy suikastına ilişkin belgelerin serbest bırakılacağını vaat etmişti.
Bazı sivil haklar aktivistleri ise bu durumu eleştirerek, Trump’ın bu belgeleri yayımlamasının, Epstein belgeleriyle ilgili yaşanan sorunları örtbas etme çabası olduğunu savundular.
King’in dosyaları, 2027 yılına kadar mühürlü kalması planlanıyordu. Ancak, adalet bakanlığı avukatlarının talebi üzerine, mühür kaldırıldı. Bu belgelerin incelenmesi, tarihçiler ve gazeteciler için yeni bilgiler sunabilir.
King’in çocukları, belgelerin içeriğini incelerken, daha önce kabul ettikleri bulgularla karşılaştıracaklarını ifade etti.