Doğu Berlin’den 57 kişi, 3 Ekim 1964 tarihinde Batı’ya gerçekleştirilen en başarılı kaçışlardan birine imza attı.
Batı’dan gelen bir öğrenci grubu, terkedilmiş bir fırından kullanılmayan bir tuvalete kadar uzanan 145 metrelik bir tünel kazmak için aylarca çalıştı.
Bu iki yapı arasındaki engel, Sovyet bölgesindeki Almanların özgürlüğe kaçmalarını önlemek amacıyla üç yıl önce inşa edilen Berlin Duvarıydı.
12 metre yüksekliğindeki duvar, dokunulduğunda alarm veren bir sinyal tel örgüsüyle birlikteydi ve geçiş yapmaya çalışanlar için “no-man’s land” adı verilen aydınlatılmış bir bölge mevcuttu.
Önceki iki yılda, Batı Berlin’e geçmeye çalışan birçok kişi hayatını kaybetmişti.
Tünel, mültecilere sınırı fark edilmeden geçme imkanı sunuyordu.
Tünel kazıcıları, son derece zorlu ve kötü koşullarda çalışarak, kazdıkları toprakları un çuvallarına doldurdular.
Tünel tamamlandığında, geçmek isteyenler fırına çağrıldı.
Geçiş için gizli bir kod kelime verildi: Tokyo. Bu kelime, o hafta dünyada sıklıkla konuşuluyordu çünkü 1964 Tokyo Olimpiyat Oyunları başlamak üzereydi.
Kod kelimeyi bilenler, bir mahzene alındı ve yerin 12 metre altına indirilerek, bir metreden daha dar bir tünelden emekleyerek geçmeleri istendi.
İki gece boyunca 57 kişi bu yolla özgürlüğe kaçmayı başardı.
Ancak 4 Ekim gecesi, kaçaklar Stasi gizli polisi ve sınır muhafızları tarafından yakalandı. Çıkan çatışmada, bir sınır muhafızı olan Egon Schultz vurularak hayatını kaybetti.
Doğu Alman basını, bu durumu “Batı Berlin teröristlerinin” cinayeti olarak nitelendirirken, Schultz bir şehit olarak kutlandı.
1990’larda, Schultz’un arkadaşları tarafından yanlışlıkla vurulduğu ortaya çıktı.
Berlin Duvarı’ndan geçmeye çalışan birçok kişi daha hayatını kaybetti ve on binlerce kişi hapsedildi.
Duvar, 1989’da komünist hükümetin çökmesiyle büyük ölçüde yıkıldı. Şu anda tünelin kazıldığı yer bir park haline geldi ve toprakta duvarın yerini gösteren metal çubuklar yerleştirildi.